 |
İkiye yarılan lastiğimiz |
Ertesi sabah patlak lastiğin yerine yenisini almak için, kaldığımız motelde rastladığımız Meksikalı elemanların tavsiyesine uyup Buffalo'nun en kazıkçı lastikçisine gidip 120 dolara yeni lastik aldık. Bu duruma aldığımız en güzel cevap Buffalo merkezde girdiğimiz bir dükkanın sahibinin hiç unutmayacağım sözleri oldu: "Big Horn Tires? Yeah, they'll rape ya!"
 |
Buffalo, WY |
Buffalo ve Big Horn Dağları'ndaki maceramızın ardından bir önceki gün varmış olup konaklamayı umduğumuz Greybull kasabasına geldik. Tipik bir Western kasabası olan Greybull çok sessiz ve sakindi. Ve sanıyorum burada yabancıları sevmiyorlardı. Bir tane bile göçmene rastlamadığımız Greybull sokaklarında sanki herkes bize bakıyor gibiydi. Hatta fotoğrafını çekmeye çalıştığım bisikletli bir ak sakallı dede "Kameranı gelir kırarım ha!" diye tepkide bulundu. Biz yine de alık turist pozisyonumuzu koruyup gezmeye devam ettik.
 |
Lastik patlamasaydı bu tarihi otelde kalacaktık |
 |
Wyoming eyaletinin sembolü bizon |
Greybull gibi küçücük bir kasabada bile bir müzeye rastladık. Üstelik hiç de küçümsenmeyecek bir koleksiyona sahip. Yerlilere ait çeşitli eşyalardan tut, fosillere kadar bir sürü şey vardı müzede. Vakit olsa belki saatlerimizi harcayacağımız müzeden kısa sürede çıkıp tekrar yola koyulduk.
 |
Greybull Müzesi |
 |
Dinazor kemikleri |
 |
Ammonit |
Bundan birkaç ay önce Yellowstone'a gitmeye karar verdiğimizde girişimizi kuzeyden, manzarası en güzel yoldan, Beartooth Highway'den yapmayı tasarlıyordum. Fakat Haziran'da bile yolun bir kısmının kapalı olduğunu öğrenince ve
başımıza gelen talihsizlik zamanımızdan çalınca mecburen doğu noktasından girmemiz gerekti. Bu yol üzerinde de oldukça renkli bir kasaba olan Cody'ye uğradık. Cody, asıl adı William Frederick Cody olup bizim Buffalo Bill olarak tanıdığımız bufalo avcısı bir halk kahramanından adını alıyor. Tabi sadece bufalo değil Yerlileri de avlamış olduğundan kahramanlık tarafı tartışılır.
 |
Buffalo Bill Müzesi |
Akşama doğru, kulübelerinde aylar öncesinden yerimizi ayırttığımız, belgesellerde görüp bir gün gitmenin hayalini kurduğumuz, yaban hayatını ve gayzerlerini görüp büyülenmeyi umduğumuz yeryüzü cenneti Yellowstone'a vardık. Bizi ilk karşılayanlar kayaların üstünde akşam sefası yapan bighorn sheep adlı koca boynuzlu koyunlar oldu.
 |
Yellowstone National Park |
 |
Bighorn sheep |
 |
Yellowstone Gölü kenarındaki fumaroller |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder