Pages

10 Haziran 2012

Yellowstone Vol. I

Yellowstone'a vardığımız akşam rezervasyon yaptırdığımız kulübeye geçmeden önce Old Faitfull Inn'de akşam yemeği yiyelim dedik. Ne zamandır yolüstü marketlerden/zincirlerden beslendiğimiz için adam akıllı bir yemek yiyememiştik. 100 yılı aşkın süredir hizmet eden bu tarihi rustik otelin lobisini ve yemek salonunu gördüğümüzde ağzımız açık kaldı. Zamanda yolculuk yaparcasına masamıza doğru ilerleyip de garson kızcağızın güler yüzle getirdiği menünün av etleri bölümünü gördüğümde ise karnıma sağlam bir yumruk yemiş kadar oldum. İnsanların gündüz fotoğraflamak için köşe bucak arandığı güzelim hayvanların etleri menüyü süslüyordu. Doğadaki en vahşi hayvanın insan olduğu gerçeğinden uzak olmak için geldiğim Yellowstone'da karşılaşmayı ummadığım bir şeydi bu. Menüdeki en vejetaryen yemeği seçip "Elk Burger"i aklımdan çıkarmaya çalışsam da pek başarılı olamadım. 

Ertesi sabah erkenden uyanıp Sid'i etrafında bizonların cirit attığı kulübede yalnız bırakmanın verdiği tedirginlikle parkın kuzeybatısındaki Mammoth Hot Springs'e gittik. Burası bizim Pamukkale'ye benzer travertenler ve kaplıcalar ile kaplı bir bölge. Su çok sıcak olduğundan bizdeki gibi öyle suya ayak sokmak, içine yatıp Rus modeli poz vermek, gibi atraksiyonlar yasak. Travertenler tahta yol üzerinde yürünüp uzaktan sevilebiliyor ancak. 

Mammoth Hot Springs
Minerva Terrace
Minerva Terrace
1872 yılında dünyanın ilk ulusal parkı olarak tescil edilen Yellowstone hâlâ aktif olan bir volkanik saha. En son yüz binlerce yıl önce patlamış. Birkaç sene önce İzlanda'da yeniden faaliyete geçen ismi zor yanardağdan sonra burası için de ciddi endişeler telaffuz edilmeye başlanmıştı. Parkın 4 mil altında üç Michigan Gölü (15 adet Marmara Denizi) büyüklüğünde bir magma tabakası var. Patlaması halinde olanlar sadece ABD'ye olmayacak, atmosfere saçılacak küllerden dünyada bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılacak. Tabi bu bilgiler ışığında insanın "Ya ben buradayken patlarsa?" diye tırsmadan gezmesi biraz zor. Buna bir de Mayaların 2012 kehaneti eklenince her an dünyanın sonuna tanıklık edecekmişiz duygusuna kapıldık ister istemez.

Grassy Spring
Grassy Spring
Canary Spring
Travertine Terrace
Yassah hemşerim!
Palette Spring and Terrace
Mammoth Hot Springs'in ardından Norris Gayzer Havzası'a geçtik. Burada dünyanın en büyük aktif gayzeri olan Steamboat gayzeri bulunuyor. En son büyük patlamasını 2005 yılında yapmış. Şu aralar ufak takılıyor. Gayzerlerin haricinde fumaroller, kaplıcalar ve çamur çukurları (İng. mudpot) var bu bölgede. Parkın en sıcak gayzer bölgesi aynı zamanda. Vaktiyle kaplıcaların içine düşüp ölenler olmuş. Eşşek şakası yapılamayacak kadar ürkütücü.

Norris Gayzer Havzası
Norris Gayzer Havzası
Norris Gayzer Havzası
Steamboat Gayzeri
Fokur fokur kaynayan kaplıca ve çamur çukurlarını geride bırakıp kulübemize doğru yola koyulduğumuzda hafiften akşam olmak üzereydi. Akşam bizonlar için beslenme vakti. Turuncu yavrusunu yanına alan çimene koşmuş. Gidip sevmemek için kendimi zor tuttum. Yellowstone'da insana en çok saldıran hayvanın ayı olacağı düşünülse de aslında doğrusu bizon, çünkü birçok kişi koyunla bir tutup yarım ilâ bir tonluk bizonların yanına yaklaşmaya kalkıyor. Tabi büyük bir kısmı da şu videoda olduğu üzere ağzının payını alıyor.

Bizon var, bizoncuk var
Akşam, Old Faithful gayzerinin hemen karşısında bulunan ve kaldığımız kulübelere hizmet eden kafeteryada yemeğimizi yiyorduk. Bir süre sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Biraz dinsin öyle çıkalım diye diye kafeteryanın kapanma saatini getirdik. Dışarıda ışıklandırma yok. Tek tük geze(bile)nlerin elinde fener var. Görevlilerin "Is it safe?" soruma cevapları "Yürürken ses çıkarın" olunca haliyle insan etrafta "Pardon bilader, sizi şuracıkta parçalayıp yiyebilir miyim" diyen bir ayıyla karşılaşma ihtimalini aklına getirebiliyor. Üstüne üstlük yağmurun altında ve karanlıkta kaybolunca duyulan heyecan minör bir kalp krizi boyutuna varabiliyor. Küfürler eşliğinde kaybolmanın sorumlusunu bulma çabaları ve koşuşturmalar sonunda sırılsıklam vaziyette kulübemize vardık.

Ertesi gün buz gibi bir havaya uyandık. Yazı beklerken kar yağışıyla birlikte kış geri döndü. Bu soğuk havada belki ısınırız diye yine gayzer ve kaplıca gezelim dedik ve önce kahvaltı yapmak için Old Faithful Inn'e, ardından da bir diğer gayzer sahası olan, Yellowstone Gölü kıyısındaki West Thumb Gayzer Havzası'na gittik.

Old Faithful Inn'deki yemek salonu
Old Faithful Inn'in atriyum vari lobisi
Park turu için kullanılan tarihi sarı minibüsler ve arkada Old Faithful Gayzeri
West Thumb, Yellowstone Gölü kıyısındaki en geniş gayzer havzası. Termal oluşumlar sadece karada değil, gölün içinde de var. Soğuktan tir tir titrerken her biri birer jakuzi gibi görünen termal havuzlara atlasaydık, iliklerine kadar ısınmak deyimini birebir yaşardık sanırım. Ha biz yanımızda niye birer atkı/bere/eldiven üçlüsü ve mont getirmedik diye hayıflanırken Amerikalılar her zamanki gibi soğuğa aldırış etmeksizin gölde arsızca kano yapıyorlardı.

West Thumb Gayzer Havzası
Collapsing Pool
Burada yürümeyi aklından bile geçirme!
Blue Funnel Spring
Gölün içindeki Big Cone
Lakeside Spring
Gölde kano turu yapan arsız Amerikalılar
West Thumb'ın ardından Yukarı Gayzer Havzası'nda yer alan ve adını bisküvi biçimindeki mineral oluşumlardan alan Biscuit Havzası'na ve onun hemen güneyindeki Black Sand Havzası'na gittik. Bu havzalardaki kaplıcalar renkleriyle büyüleyiciydi. Termofiller sağ olsun.

Biscuit Havzası
Black Opal Spring - Biscuit Havzası
Avoca Spring - Biscuit Havzası
Wall Pool - Biscuit Havzası
Yellowstone'daki üçüncü günümüzdü ama henüz çok istememize rağmen ayı mayı görmemiştik. Hem bu arzumuz nedeniyle, hem de karşılaşacaksak yalnız olmayalım bari diye düşünerek yağmur altında, birkaç gün önce burada sevimli bir ayı ailesi görüldüğü bilgisine sahip bir grup Amerikalı'nın peşine takılıp Mystic Falls patikasına girdik. Önde Amerikalılar, arkada biz (ayılara "biz geliyoruz" minvalinde) bağıra çağıra uzunca bir patikada ilerleyip şelaleye varmayı başardık. Velakin ayı göremeden geri döndük.

Mystic Falls
Emerald Pool - Black Sand Havzası
Akşam kulübemize döndüğümüzde hava açılmaya başlamıştı. Sid giderek yolculuğa alışmış görünüyor. Bir şeyler yiyip internete girmek için kafeteryaya geldik. Old Faithful'daki son gecemiz. Yarın göl kıyısındaki kulübemize gideceğiz.

Old Faithful'daki kulübemiz
Şşş elleme uyusun..
Yellowstone'da geri dönüşüm
Old Faithful Gayzer Havzası'nda gün batımı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...