Oregon'dan ayrılıp Kaliforniya'ya girdiğimizde doğanın karakteri değişti birden. Ağaçların boyu uzadı, yeşilin tonu koyulaştı, kıyıların yapısı değişti. Hava bile daha bir güneşliydi. Boşuna
Golden State demiyorlarmış Kaliforniya'ya. Ve fakat şu huzurlu ortamımızı bozan bir şey oldu Kaliforniya'ya girişte. Eyalet sınırına girerken 'Hoşgeldiniz' tabelasını kaçırmayalım diye yolun sağına odaklandığımız sırada ufacık bir kuş ön camımıza doğru adeta bir kamikaze uçuşu gerçekleştirerek ebediyete intikal etti. Yoldaki ilk
roadkill'imiz olduğu için moralimiz hayli bozuldu tabi. Umarım bir başkasını yaşamayız bir daha.
Crescent City Kuzey Kaliforniya sahillerindeki dev sekoya ormanlarını görmek için başlangıç noktası. İlk işimiz
Redwood Ulusal Parkı hakkında bilgi ve harita almak üzere şehir merkezindeki turizm bürosuna uğramak oldu. Haritaya bakıp rotamızı belirledik ve öncelikle parkın en kuzeyindeki Jedediah Smith Eyalet Parkı'na gittik. Son derece kıvrımlı ve yer yer tek arabanın anca sığacağı kadar dar bir yoldan parka girmemizle birlikte gökyüzü birden kayboldu. Aman Tanrım, o da ne?! Ağaçların boyu 100 metre! [Ziyaaa] Yok gerçekten abartmıyorum, dünyanın en büyük ağaçları bunlar. Boyları 115 metreyi, çapları da 7 metreyi bulabiliyor. Üstelik yaşları da bir hayli fazla. İçlerinde İsa'nın doğumuna tanıklık edenler bile var. Yalnız tabi ki söz konusu kendi ihtiyaçları olunca, geri kalan canlıların kökünü kurutana kadar etinden sütünden faydalanmayı bir hak olarak belleyen insanoğlu, 1800'lerin ortalarından itibaren ev yapacağım, inşaatta kullanacağım diye diye bu ağaçları kesip biçmiş. Günümüzde sekoyalar maalesef nesli tehlikede olan türler listesinde yer alıyor.
 |
Jedediah Smith sekoya ormanı |
 |
Sekoya down |
 |
Gökyüzüne uzanıyorum |
 |
Bilge yerden birkaç metre yüksek bir başka kütüğün üstünde |
Jed Smith'ten sonra yönümüzü Redwood Ulusal Parkı'nın kıyı yoluna çevirip sağımızda muhteşem okyanus manzarasıyla güneye doğru inmeye başladık. Yol boyunca gördüğümüz ağaçtan eşya satan ahşap dükkanlar bize Bolu karayolunu hatırlatmadı değil. Fakat Klamath'ta öyle bir yere uğradık ki absürdlükte bizi bile geçer. Hediyelik eşya dükkanı, müze, park, kafe, teleferik hattı, ne ararsan var.
Trees of Mystery adındaki bu turist tuzağının önünde 15 metre boyunda ağaçtan bir
Paul Bunyan heykeli ile onun yol arkadaşı mavi boğanın 10 metre boyundaki ağaç heykeli var. Hediyelik eşya dükkanında gördüğümüz 'I survived the Pacific Coast Highway' yazan fincanı dereyi görmeden paçaları sıvamamak adına alıp almamakta tereddüt edip onun yerine bu sıcakta birer dondurma iyi gider diyerek birer külah ev yapımı dondurmamızı kapıp yolumuza devam ettik.
 |
Redwood Ulusal Parkı kıyılarından Pasifik Okyanusu |
 |
Manzara şahane |
 |
Ağaçtan Paul Bunyan ve Babe the Blue Ox heykelleri |
Klamath'tan sonra tekrar kıyıya yöneldik. Girdiğimiz yol karavanlara kapalı, son derece dar ve taşlık bir yoldu. Tangır tungur ilerlediğimiz yolda karşıdan bir araç gelse kaçacak yer yoktu. Hayran hayran manzarayı seyredeceğimiz öyle güzel yerlerden geçiyorduk ki arabayı kenara çekecek bir yer olmamasına hayıflanıyorduk. Ama özellikle aradığımız bir şey vardı: 2. Dünya Savaşı'nda kullanılmış ambar görünümlü bir radar istasyonu. ABD'nin Pearl Harbor sonrası Japonlar'ın ne yapıp ettiğini önceden haber veren bu tip radar istasyonlarına özellikle böyle çiftlik evi veya ambar süsü verilmiş ki kamufle olsun. Denizden, havadan, hatta yoldan bile bakınca buralar çiftlik gibi görünüyormuş ama tabi içleri cephane doluymuş. Ey savaş, sen nelere kadirsin!
Ardından, taşlı yoldan ana yola inip US 101 boyunca giderek akşam üzeri Humboldt Eyalet Parkı'na ulaştık. Parkın doğusunda 30 mil boyunca uzanan
Avenue of the Giants yolunda heybetli sekoyaların gölgesinde batmaya yüz tutan güneşin altında korku, huzur, endişe ve şaşkınlık arasında gidip gelen bir ruh haliyle ilerledik. Leggett'te sahil yolu California 1 olarak ayrılınca US 101'dan sağa saptık. Fakat girdiğimiz yol tam bir dağ yoluydu. Havanın da kararmasıyla iyice tırstığımız yolda uzunları açarak 20 mil boyunca dağların içinden
rollercoaster'da gider gibi döne döne ha ayı çıkacak ha geyik çıkacak deyip 1 saatte sahil yoluna indik ve geceyi geçireceğimiz Fort Bragg'e doğru devam ettik.
 |
High Bluff Overlook'tan Pasifik Okyanusu |
 |
Radar istasyonu |
 |
Humboldt Eyalet Parkı girişi |
 |
Devler yolu (Avenue of the Giants) |
 |
Yoldaki ağaç oyma işleri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder