Solda güneş yükselmiyordu çünkü biraz geç kaldık yola çıkmakta bugün. E artık iyice yorulduk da. Bugün tam bir ay oldu yollarda olalı. Ve henüz sona yaklaşmış da sayılmayız. Ama yeni yerler keşfettikçe yorgunluğumuzu unutuyoruz. Yolculuğun en güzel yanı da bu.
RHCP'nin
Californication adlı güzide eserinde pek güzel betimlediği Los Angeles
jungle'ından öğleye doğru ayrılıp güneye, en güneye, San Diego'ya doğru yola çıktık. ABD'nin Florida'dan sonra en çok emekli göçü alan bölgesi Orange County, nam-ı diğer
The O.C., boyunca o Beach senin bu Beach benim dura dura akşamı ettik. İçlerinden özellikle Seal Beach'e bayıldık. Diğerlerine göre daha az kalabalık, daha sakin ve şirin bir sahil kasabası. Biraz dinlenmek için oturduğumuz
Bogart's Coffee House'da bir yandan kahvemizi yudumlayıp diğer yandan yan masada prodüktör görünümlü iki kişinin bir film/dizi projesinin senaryosunu tartışmalarına tanıklık etmek tam adına yakışır bir kafede olduğumuz izlenimini uyandırdı bizde. Hava kapalı olsa da sıcaktı. Akşam
Aliso Beach Park'ta kısa bir okyanus molası verdikten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde San Diego'ya varıp bugünkü yol maceramıza noktayı koyduk.
 |
Point Fermin Deniz Feneri |
 |
Limandan Long Beach |
 |
Seal Beach'teki Bogart's Kafe |
 |
Seal Beach |
 |
Seal Beach iskelesi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder