![]() |
Bir kat daha var |
Yatak işini halletikten sonra en önemli kalem internet. Zira ucuz/uygun mobilya bulunabilecek tek yer orası. Amma velakin, F1/F2 öğrenci vizesi sahiplerine sosyal güvenlik numarası vermeyen ABD Hükümeti nedeniyle o iş o kadar kolay olmuyor. Dünyayı dolaşmanıza yarayan pasaport, yeterli bir kimlik olarak kabul edilmiyor. Dolayısıyla kimliğinizi teyit ettirmek için internet hizmeti alacağınız şirketin (bizde Comcast) merkezlerinden birine gidip "İşte geldim burdayım" demeniz ve depozito ödemeniz gerekiyor. Neyse ki bu prosedür elektrik (ComEd) ve ocak gazını (Peoples Gas) üzerimize almaya çalışırken yaşadığımız kabustan daha kısa ve acısız sürdü. Nitekim eve yerleşeli dört hafta olmasına ve çektiğimiz onca ehliyet, vize, okul kimliği fakslarına rağmen hala ocak gazını üzerimize alamadık.
İnternetin bağlanmasını takip eden gün craigslist'ten birkaç parça eşya bulduk (masa, sandalye, sehpa, vs). Ancak araba veya arabası olan bir tanıdık olmayınca eşyayı eve nasıl getireceğimizi kestiremiyorduk. İkimizin de U-Haul kamyoneti kiralayacak kadar şoförlük deneyimimiz olmadığına göre, eşyaların bulunduğu evin de yakınlığını göz önünde bulundurarak, yine kola kuvvet bir plan yaptık ve eşyaları satan Guillio ile buluştuk.
O bir melekti. O bir Venezuela/İtalya ortak yapımıydı. İtikadı sağlamdı. İşini kaybedip ülkesine dönmek zorunda kalan Arjantinli arkadaşının eşyalarını onun adına satıyordu. "Amerikalarda göçmen olmak ne demek iyi bilirim, sizi karşıma Allah çıkardı" dedi ve 4x4'üyle, aldığımız bütün eşyaları evimize kadar birkaç sefer yapıp getirdi, hatta içeri taşımamıza yardım etti. Bu yardımı bize Mişmiş'te özenle seçerek yaptırdığımız bir paket karışık kuruyemişe mal olsa da en azından başımız sıkışınca arayıp yardım isteyebileceğimiz bir tanıdık kazandırdı şu Chicago ellerinde.
Şu hayatta kedi olmak varmış |
Elbette eşya ihtiyacı olan sadece biz değildik. Bu konuda da varlığını Türkiye'de çok arayacağım Petco imdadımıza yetişti.
Chicago çok sayıdaki metro ve otobüs hatları sayesinde toplu ulaşımın kolay ve rahat olduğu, araba almadan da idare edilebilecek bir şehir. Ancak market alışverişi o kadar kolay değil. Özellikle büyük bir alışveriş yaptıysanız. Bu sorunu Türkiye'deyken Migros Sanal Market sayesinde çözüyorduk. Buradaki çözümümüz ise market arabası almak oldu. Her ne kadar bir gün yolda giderken dağılıverecekmiş gibi görünse de şimdilik yaptığımız alışverişin ayağını yerden kesiyor.
Koltuk keyfi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder