Araba mevzuu bugüne kadar başlı başına bir karın ağrısı oldu bizim için. Bilge'nin yıllar önce Lynyrd Skynyrd dinlerken kendinden geçip arkadan dolmuşa bindirerek sonuçlandırdığı kısa süreli Fiat Tipo mülkiyetini saymazsak, motorlu taşıtlar konusundaki bilgi ve deneyimimiz hasbelkader birer sürücü ehliyeti almış olmamızdan öteye geçmedi. Bu da bizi hep eşe dosta, taksiye, dolmuşa, Kamil Koç'a muhtaç etti. Hoş, Ankara gibi berbat bir trafiğe sahip bir şehirde, üstelik park sorunu olan bir semtinde yaşıyorsanız zaten ideal olanı arabasızlıktır. Amma velâkin yaş ilerledikçe ve Türkiye'de - özellikle Ankara'da - toplu ulaşımın Avrupa ve Amerika'daki muadillerinden epey geri kaldığını idrak ettikçe araba almanın kaçınılmaz olduğunu anlayıp hazır antrenman yapılacak en iyi sahadayken bu fırsatı kaçırmayalım dedik ve sağa sola, craigslist'e, gazetelerin araba eklerine, ikinci el araba satış sitelerine (örn. autotrader, carmax) ve galerilere (dealer) bakmaya başladık.
Daha önce araba sözcüğü ile cümle içinde bile kullanılmadığımızdan araba bakarken neye nasıl bakacağımızı da haliyle bilmiyorduk. Araç sahibi tanıdıklara sora sora bazı parametreler belirleyip gerisini de youtube videolarına havale ettikten sonra araba avımıza craigslist'ten tespit ettiğimiz birkaç araca bakmaya karar vererek başladık.
Craigslist ikinci el araç alım-satımı konusunda tam bir derya. Her türlü araç olduğu gibi her türlü satıcı da var. Satıcının güvenilirliğine ilişkin en önemli ipucu ilanın komposizyonu. Aracın mil durumu, model yılı, özellikleri açık açık yazılmışsa, fiyatı piyasa değeriyle tutarlıysa ve çokça fotoğrafı varsa satıcının niyetinden az çok emin olunabilir. İkinci adım ilandaki bilgileri kelly blue book ve edmunds gibi sitelere girip aracın piyasa değerlerini ve kullanıcı yorumlarını okumak.
Buraya kadar pek bir mesele yok. Hatta zaten arabadan anlayan biriyseniz çoktan alıp yollara düştünüz bile. Ama hadiseye bizim gibi üç kuruş parasını arabaya yatıracak olmanın ve bilgisizliğin/özgüven eksikliğinin verdiği endişeyle yaklaşıyorsanız Amerikalıların tabiriyle "It is a big deal!" Avcılığımızın da sürücülüğümüz kadar berbat olduğunu anlayıp neredeyse pes edecekken, bir gün ilanına rastladığımız bir Honda'ya bakmak üzere sözleştiğimiz satıcının aylar önce Bilge'nin doğum gününü kutladığımız restoranda çalışan genç çıkması ve onun bizi hatırlaması - o bahsetmese bizim hatırlamamıza pek imkân yoktu - tam anlamıyla bir macera yaşamamızı sağladı.
Honda dışarıdan temiz görünse de ruhsatında rebuilt yazdığı için kıllandık. "Rebuilt title" ne demek bilmiyorduk ama 2. el araç alırken mutlaka "clean title" aramamız gerektiğini bellemiştik. Yine de aklımızın bir köşesinde kalsın dedik. Aynı gün, ellerindeki araçlar en azından daha garantili olur diye birkaç galeri gezdik. Fakat onlar da piyasa değerinden en az 700-800 dolar daha pahalıya satmakla birlikte üstüne de Cook County'nin %9.5 vergisini ekliyorlar. Yani normal değerinden yaklaşık 1000-1500 dolar daha pahalıya geliyor araba. Eğer bu kadar fazla para vereceksek mili daha az olan Honda'yı alalım, masraf çıkarırsa da 1000 doları geçmez herhalde diye düşündük. Fakat rebuilt olayını açıklığa kavuşturmamız gerekiyordu. O anda aklımıza gelen tek yol, yine o restorana gidip artık orada çalışmayan o genci ve arabasını soruşturmak oldu.
Güzel bir yemeğin ardından restoran sahibine bir merhaba diyip daha konuyu açmadan hal hatır üzerine kendisinin araba satmakta olduğunu öğrendik. Biz de kendisine araba almak istediğimizi, hatta vaktiyle çalıştırdığı gencin Honda'sını sormak için geldiğimizi söyledik ve anladık ki başımıza türlü işler açacak olan Honda'nın yerine o akşam orada olmamızın sebebi restoranın kapısında duran Mazda'ymış. Şasi numarası (VIN) ile arabanın geçmişini autocheck sitesinden kontrol edip de temiz olduğunu gördükten sonra nihayet düzgün ve makul fiyata bir araba bulabilmiş olmak inanılmaz bir rahatlama yaşattı bize. Ertesi gün ruhsatı alıp Currency Exchange bürolarından birine gittik ve pul vs masrafları ödeyip arabayı hemen üzerimize geçirdik ve plakalarımızı aldık. Yıllar sonra direksiyon başına geçmiş olmanın verdiği acemilikle kımıl kımıl evin önüne kadar getirdik. Bir gün sonra da zorunlu trafik sigortasını (Illinois için $20,000/$40,000/$15,000) ABD ehliyeti olmaksızın en iyi teklifi veren Geico'dan yaptırdık.
Hayatımızın ilk arabasını 9 milyon nüfuslu Chicago'da böyle bir tesadüfler zincirine tanık olarak almış olduk.
![]() |
İlk arabamız |